3 Temmuz 2017 Pazartesi

Gürsel Korat ve Kapadokya Üçlemesi; Zaman Yeli, Güvercine Ağıt, Kalenderiye


Kör bir asker ve sağır bir kilise ressamıyla, başlar başlamaz içine çekiveren Zaman Yeli savurup sallarken, Kapadokya’ya dair devam kitabı olan Güvercine Ağıt, girişindeki betimlemesiyle o döneme götürüverdi hemen. Bugünlerde elimde Kalenderiye var. Bir kadın peşinde olan bir tüccarla başlıyor. Kapadokya serisinin son kitabı, henüz girişindeki sürprizlerle merak içinde kalırken bir yandan düşündürüyor. Zamana, geleceğe, insana dair cümleleriyle… İşte üç kitaptan üç nefis giriş…. Teşekkürler Gürsel Korat… Bu arada tüm girişler sayfa 9’da.


**“Kör adam sağırı dürttü:”Bir ses duydum, nedir o?”
 Sağırın duymadığını bile bile konuşuyordu çünkü konuşmak yalnızlığını gideriyordu. Gevezenin tekiydi; eşeğin ayak sesleri hakkında bile edilecek sözü vardı. Arkadaşının işitemediğini bildiği için aklına geleni konuştuğu da söylenebilirdi.

Sağır adam Dimitri, eşeğin boynundaki ipi çeke çeke yürüyordu. Eşeğin üzerinde oturan ve elindeki sopayla kendisini dürtükleyen körün bir ses duyduğunu anlamıştı. Çevresini şöyle bir süzdü ve arkasına bile dönmeden bağırdı:

“Ne duydun gene Leon? Aldırma! Ya dalda karga zıpladı ya da bağdan tilki geçti, ne bileyim ben? Görünürde bir şey yok.”

Belki de var, dedi içinden. Ama şu gördüğüm sessiz resimde bir şey yok.” Sh 9 Zaman Yeli

**“İsa’nın doğumundan bin iki yüz doksan dört yıl sonra, ağustos aynın son gününde Çukurova boğucu bir sıcak yüzünden perişan oldu. Hava öylesine nemliydi ki, göz alabildiğine uzayıp giden kıraç toprakların üstünde mavimsi bir buğu vardı. Sıcak hava soluk kesiyordu. Böyle bir havayı yağmurun izleyeceğini bilen çobanlar, selden korunmak için hayvanları ırmak boylarından uzaklaştırıp yukarılara sürdüler. Camiler ve kiliseler baygınlık veren bu havayı deprem habercisi sayan insanlarla doluydu; Tanrı’nın evine depremden zarar gelmeyeceğine inanıyorlardı çünkü.Dişleri dökülmüş, dudakları buruşmuş karamsar yaşlılar, köpek havlamalarında şeytanın gülüşünü, at kişnemelerinde meleklerin kanat seslerini işittiklerini söyleyip gözlerini devire devire bu sesleri yansıladılar. Çocuklar korkuyla analarına sarıldılar.” Sh9 Güvercine Ağıt

**“Üç şeyin kesin olduğunu biliyordu artık: Kadın fahişedir, bu akşam Lindo Hanı’na gelecektir, adı da Anna’dır.

Anna’yla karşılaşacak mıydı acaba? Karşılaşsalar bile, kadın üç gün önce sokakta burun buruna geldikleri anı anımsar mıydı?


Karşılaşmıştık hani. Adım Hristo. Dün sokakta seni görünce şapkasını çıkaran ve sonra elinden düşüren adam.” Sh 9 Kalederiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...