24 Temmuz 2017 Pazartesi

Yine Doğdu Tanyıldızı – Gürsel Korat


Geçmişe dair kimi konular hasıraltı edilir, bahsedilmez hiç. İnanışlara, geleneklere aykırı hatta sapkınlık olarak kabul edilir. Sultan ya da padişahların ya da dönem insanlarının zaafları ortaya çıkmaz genellikle, kitaptaki deyimiyle “erseverlik” bunlardan biridir.  12.,13.yüzyıl Anadolu karmaşası, acıları, sefaleti, inanışlarıyla, döngüsel zamana dair romanlardan sonra ortalığın belki biraz daha durgun olduğu bir dönemde,bir sonraki yüzyılda bambaşka bir konuya dalınmış. Bir aşk hikayesi, zincirleme aşk felaketi demeli belki de. En başından itibaren sürekli sorular sorarak, meraklanarak ilerlediğim üstelik…


Gürsel Korat anlatıcıyla ilgili sürprizler yapmayı seven yazarlardan. Kendiyle mi konuşuyor, o dönemin şahitlerinden birine mi anlattırıp yazdırıyor derken, bir sürprizle karşılaşıyor okuyucu. Kararlar, umutlar, felaketler romanın belirleyicileri. Her seferinde alınan kararın ya da anlık sözcüklerin, davranışların öyle değil de böyle olsaydı nasıl olacağını da anlatıyor yazar ya da anlatıcı. Hep söylediği gibi kader “şimdi”de, şimdinin davranışları belirliyor geleceği. Öte yandan tasavvufa dair tartışmalar üzerinde durduklarım ve aşk. Kendini derviş olarak nitelendiren, parada, güzellikte gözü olmayan, altını işlemek konusundaki yeteneğini önemsemiyor görünen bir adamın ortalığı karıştırması… Buna aşk denilebilir mi? Kitaptaki tüm ilişkiler içinde gerçekten aşk olan hangisi? İnsan hangi dinden olursa olsun bilinç ya da bilinçdışı istekleri tarafından yönlendirilirken birden fazla kişiliğiyle ortaya çıkar mı? Babanın çocuklarıyla ilişkisi, sevilen çocuğun davranışları aynı şekilde sevildiğini bilen kadınların halleri, aşkla hırsın bileşimi ne çok şey var kitapta. Yazarın kitaplarında, doğum travmasından, bilinç akışına göndermelerini seviyorum. Sade ve bir yandan dolu satırların düşündürmesi ayrıca çok hoşuna gidiyor insanın. Mekanı Niğde olan, diğer kitaplarındaki farklı topluluklardan insanların sürpriz bağlantıları yerine aile içi karmaşası ve küçük toplumda olanları anlatmış bu sefer Gürsel Korat. Severek okudum, sanırım ne yazsa okumak isteyeceğim yazarlardan oldu.

Arka Kapak

“Gürsel Korat’ın Yine Doğdu Tanyıldızı adlı romanı tragedyaları andırır:Yaklaşan felaketi haber veren ve her düğümünde çoğalan çaresizliği okurun kucağına bırakan bu yapıt, görsel dille yazılmış çağdaş bir destandır.

1300 yıllarında Niğde Kadısı Şeyh Nizamüddin ile Zembilli İshak’ın yaşadığı aşk, şeyhin oğlu Nureddin’le evlatlığı Fazıla’nın aşkını korkunç bir açmaza düşürür. Herkes bu düğümü çözmek için seferber olsa da olaylar sürprizlerle doludur.


Ey her şeye yüz ekşiten yazıcı, sözüm dolambaçlara girdikçe bundan zevk alacaksın, korkma. Beni dürtüp durmana gerek yok. Elbette Emir Ziyneddin’in gelip de Zembilli İshak’ı haber verdiği o gün aklımda. “Bir felaket geliyor” dediğini de biliyorum. Beklemelisin. Anlatıcının hüneri, sabrı ve aklı kadar umutları da vardır elbet. Seni merak içinde terletmek ve soluğunu kesmek en büyük dileğimdir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...